30 Kasım 2010 Salı

Adalar Modalar

Başlıkla yine alakasız bir konuyla karşı karşıyayız efendim. Yani oldum olası konunun içinden gelen başlıklara ısınamadım.

Hava çok soğuk!
Bakkala gitmek için bile 80 kere düşünuyor insan gerçekten!
Burda bakkallar var ya hala hiç gelişmemiş ya buralar:P ehehe


Londra'da yaşamaya alışma sürecinde olduğumuz bu dönemde hakikaten bir çok şey buldum yani ilkel kaldıkları. Otobüslerde ayak uzatmak, kalabalığın içinde leş gibi kokan sandviçini yemek, hönküre hönküre toplantının ortasında burun silmek, marketin 7de kapanması(?!), bakkalların dimdik ayakta olması, işe öğlen yemeklerini evden götürmek(buna hiç bir zaman alışamayacağım), kafelerin take-away/ eat-in mantığı, eat-in alıp extra ödeme yapsan dahi servis hizmetinden bile yararlanamamak:) ...yani bir çırpıda aklıma gelenler aslında...

Bunun yanında teknolojinin uçmuş seviyede yaygınlığı ve gelişmişliği, televizyonda bile online site reklamlarının olması, tv kanallarının aşmışlığı, moda algısının oturmuşluğu, küçük-büyük designer butiklerin dahi para kazanabilmesi, 60 yaş üzeri bayanların bile hala fit,makyajlı hatta topuklu ayakkabılı bile olabilmeleri....Veeeeeeeee Underground'u seviyoruz. O amelasyon grevlerde olmasa çok güzel olacak!

Asılllllll tavuk döneri buradaki Türk vatandaşlarımız baştan yazmış resmen! Türkiye'de yüzüne bakmadığımız o mazlum tavuk döner burda kral!kral!! :)
Enfessss, lezizzzzz, harike!

Bi de tabi tüm kebabçıların Türk olması yanında, tüm kebap take-away'lerinin adı neredeyse KİNG KEBAB ya da BEST KEBAB !
Dahiyane !
Takdir edilesi yaratıcı :))
Best of best kebab bile gördüm yani...ve hep kırmızı-sarı renkli tabelaları da...

Ama özünde Türk ve de obursanız ,o kebabçı bazı anlarda 8.harikası oluverebiliyor:)